Müzik Çalar

24 Mart 2014 Pazartesi

"Kılıcın yapamadığını adalet yapar." -Kanuni

"Kılıcın yapamadığını adalet yapar." Nedense ben her zaman tersini düşünmüşümdür. Bence "Adaletin yapamadığını kılıç yapar.". Belkide günümüzde-yakın tarihte pek adalet göremediğimi için öyle düşünüyorumdur...
Okay amcamız adından belli olduğu gibi Kanuni'yi ele almış kitapta. 3 kişinin gözünden anlatılıyor kitap; Kanuni, Vehimi Orhun Çelebi ve Pargalı İbrahim. Açıkçası beğendim ben kitabı ama keşke biraz daha uzun tutsaymış. Zaman atlamaları çok fazla yapılmış. Toplam 3 ya da 4 savaşta bitti koskoca Kanuni dönemi. Ama zaten somut bir kurgudan çok soyut bir kurgu yaratılmış. Kanuni'nin, Pargalı'nın ve Vehimi'nin iç dünyalarını çok iyi aktarıldığını düşünüyorum. Konuyu anlatmama gerek yok ama kısaca anlatayım; Yavuz Sultan Selim Han'ın ölmesi ile Süleyman başa geçiyor. Süleyman adalete aşırı derecede düşkün biri(Bu yönünü çok sevsem de babası kadar keskin tavırlı olmaması üzdü beni. Biraz fazla yumuşak başlı buldum açıkçası.).
Pargalı'yı köle iken yanına alıyor ve her ne kadar onun tavırlarının yapmacık olduğu ihtimalini düşünse de onu hayatının merkezi haline getiriyor. Aslında mantık olarak Hürremi getirmesi gerek ama kitapta Pargalıyı ve Hürremi eşit seviyor gibi anlatılmış.
Vehimi ise Yavuz Sultan Selim Han ile de çalışmış ulu bir casus. Kanunininde en iyi adamı haline geliyor, her anlamda uzman biri. 
Öyle bir entrika var ki sarayda, herkes birbirinden deli gibi şüpheleniyor, paranoyaklaşma derecesine gelmiş bu. O ondan şüpheleniyor, o ondan... Bu arada Avrupa Kanuniyi pek takmıyor kafaya, onlarda benim gibi yumuşak başlı görüyor Kanuniyi. 
Kanuni aslında her şeyi mükemmel yönettiğini düşünürken, arka planda paşalar ve sadrazamlar adilikler peşinde hep(hepsi değil tabiki). Ama Kanuni hiç birini görmüyor Hürreme ve Pargalıya olan sevgisi yüzünden...
Söylenecek çok şey var aslında ama zaten Kanuni Sultan Süleyman hakkında herkes az buçuk bilgiye sahiptir. Daha fazla bilgi vermek istemiyorum açıkçası^^.

En çok şu kısım hoşuma gitmişti:
"Kanuni: Şu yaşında uykunun gafletinden başını kaldırmazsın da, evin soyulduğu için gelir bizden hesap sorarsın ha? Neden bu kadar derin uyursun anacım?
Evi soyulan kadın: Kusura bakmayın padişahım. Biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyurduk.
Kanuni: Haklısın tebaamdan sorumluyum. Mallarının zararının tüm bedelini şahsi malımdan karşılayacağım ana."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder